Ligin 15. Haftası da geride kaldı. Liderlik koltuğunu kapan Kayserispor, hakemlere dem vuran Galatasaray, disiplinle kafayı bozmuş Fenerbahçe, Şenol Güneş ile haraketlenen Trabzonspor derken bu haftaya “damgasını” vuran o kadar çok şey vardı ki; bence haftanın en güzel olayı konuşulmaz oldu.
İşte bu yazıyı bu yüzden kaleme alıyorum.
Daha önce bu kategoride defalarca Beşiktaş ve Beşiktaşlılık üzerine yazdığım yazıları okumuşsunuzdur. Bu yüzden oturup da sizlere çarşının muhalif duruşundan, bugüne kadar toplumsal ve siyasal olaylara yaklaşımından, tribünde açtığı pankartlardan bahsetmeyeceğim. Bazıları kendini yeterince anlatıyor zaten.
Geçtiğimiz cuma 15. haftanın açılış mücadelesine İnönü’de misafirimiz lig başladığından beri gittiği her deplasmanda bir düşman gibi görülen, “PKK Dışarı” diye bağırılan, hatta maruz kaldıkları ırkçı tezahüratlar yüzden Galatasaray maçı öncesi ligden çekilmeyi düşünüyoruz diyebilecek kadar da bezdirilmiş olan Diyarbakırspor’du.
Tüm bunlar bir yana; Diyarbakırspor Beşiktaş’ı 100.yılında yenen ve 2003 yılında namağlup şampiyon olmasını engelleyen takımdı. Bu bile yıllardır Diyarbakırspor’u sevmemek için gayet geçerli bir sebep sayılırken, Cuma günü tribünlerde ak ve karayı birbirinden ayırabilen ve sadece kardeşlik türküleri söyleyen bir taraftar profili hakimdi.
Maç öncesi takımlar sahada ısınırken kapalı tribünün daveti üzerine önce elele tribünleri selamladılar. Bu durum Diyarbakırspor taraftarlarının hoşuna gitmiş olacak ki; bir ara kapalıya doğru “siyah” diye bağırdılar, kapalı da onlara “beyaz” diye karşılık verdi. Derken bizden bir ses daha yükseldi: “Kırmızı!” ve Diyarbakırspor taraftarlarından hemen karşılık geldi: “Yeşil!” Sonra Diyarbakırspor’lular da başladılar Beşiktaş diye bağırmaya…
Bu sefer kapalıdan önce “Türkiye Türkiye”, sonra da “Beşiktaşlıyız Irkçılığa Karşıyız” tezahratları yükseldi! Aslında çok da şaşılacak bir durum değildi bu, Irkçılık yüzünden İspanya’da zor günler yaşarken Eto’o ya Barcelona taraftarından daha çok sahip çıkan bizlere kendi memleketimizde de bu yakışırdı !
Devre arasında ise Diyarbakıspor’lu bir futbolcunun, kapalı alt tribünün yeni açığa yakın tarafındaki bir taraftara formasını verdiğini gördüm. Bunlar çok güzel haraketler diye söylendik tribündeki siper yoldaşım “müdür” ile, çok güzel haraketler hem de… Ne yalan söyleyeyim bir de gol atabilseydik daha da güzel olacaktı ama puanların en güzelini, kardeşliği ve bir arada yaşamı toplamıştık bile. Böyle sırıtarak çıktık 0-0 biten maçtan.
Üstelik nice aydınım, nice demokratım diyenin yanından bile geçemeyeceği bir şekilde.
Seni seviyorum Beşiktaş !
Comments (7)
cemsays:
8 Aralık 2009 at 10:502 sene önceydi sanırım,Aynı takımların maçı,aynı stat.Kapalı ”pkk dışarı” diye bağırıyordu.2 dakika delikanlı olun
Yiğit Kalafatoğlusays:
8 Aralık 2009 at 12:23Doğrudur. Ama geçmiş bugün olanlara leke sürmeye yetmez, ha bundan sonra gene geçmişte olan olursa o zaman konuşursun istediğin gibi.
Onun için Cem, sen delikanlı ol iki dakika. Delikanlılığı senden öğrenecek halimiz yok
cemsays:
8 Aralık 2009 at 13:51eğer özür diliyoruz falan denseydi daha anlamlı olurdu.Yoksa gereksiz bir şovdur.
yicitsays:
8 Aralık 2009 at 14:03O gün orada olmadığın için güzelliğin farkında olamaman normal.
Ayrıca neden bir kin ve nefret arayışı var sürekli bunu anlamak mümkün değil.
Yani tribünlerde dostluk ve kardeşlik neden bir ütopya? neden kan ve vahşet lazım size ?
Ayrıca kimsenin kimsenin gıyabında özür dilemesi de gerekmez.
Bazen özür dilemenin en güzel yolu, 2 sene önce fitili ateşleyenleri susturabilmek, akla karayı ayırmaktır.
Diyarbakırspor kaptanına çiçek veren, karşılığında formasını alan Beşiktaş’lı gibi, Tribünde içinden Diyarbakır’a ve Kürt’lere küfür eden taraftarlar da vardır elbet. Bu iki senede en azından biz onları bastırmışız.
Kamera karşısında şövenizme bulanıp, ciğ köfte yoğurup, halaya katılıp, göbek atmak yerine.
cemsays:
8 Aralık 2009 at 16:48Benim tepkimin sebebi sanki sütten ak kaşıkmış gibi konuşmanız.Ben geçen seneki sivas maçından beri hiç bir maça gitmiyorum(balili’ye küfredilen maç) O maçta utandığımdan dolayı erken çıkmıştım.
Şunu yazmadan edemeyeceğim, sinan engin 2 hafta önce barcelona’nın çift santrafor oynadığını söylemişti.Geçen haftada alex’i ön libero yapmıştı.Bu adamı birde menejer yaptınız:)
Bu hafta içinde ziyaretine geleyim diyorum,konuşalım
Yiğit Kalafatoğlusays:
8 Aralık 2009 at 19:11gel, gel de bi gözlüğe daha mal olsun sana asker öncesi. Sinan Engin’i ne karıştırdın şimdi taraftar muhabbetine ? Ayrıca Balili’ye küfreden de biz değildik ki, okuyanlar yanlış anlayacaklar şimdi.
cemsays:
8 Aralık 2009 at 20:32galatasaray sivas maçıydı söylediğim.
barcelona’ya çift santrafor dediği zamandan beri taktım:))
Gözlüğü kırmak pahalıya mal olur, askeri mahkemeye veririm seni. 1 aralık’tan beri askerim ya :))