Oda Tiyatrosu kurucularından Kaan Erkam’ın kaleme aldığı,
27 MART 2012’de Kevork Büyüksimkeşyan’ın okuyacağı Tiyatro Bildirisi:
Bugün dünya tiyatro günü.
Her tiyatro kendince kutlayacak bu günü.
Biz ise oda tiyatrosu olarak ilk dakikasında perde açarak kutlamış olacağız.
Tiyatro beklentinin olmadığı mesleklerden biridir.
Aslında meslek midir? Kişi kendi için mi vardır?
Yoksa sizinle bir sorunu olduğundan mı tiyatro yapar?
Bu kişiler bilinmez.
Ama yapılıyor işte.
Bize tiyatroyu öğreten ve orta oyunundan,
sahnede çok sesliliğe geçiren Güllü Agop ustadan bu yana,
özünde değişen bir şey yok.
Sıkıntılar hep aynı.
Paradan puldan değil,
mevkiden hiç değil bu dertler.
Bu işi seven yapar.
Çünkü iş değildir.
Bir görevdir.
Her oyuncu sahneye çıkmak için varolan bir görevlidir.
Para kazanılır önce salon doyurulur.
Sonra spot alınır.
Sonra elektrik parası gelir.
Oyuncuya kuru ekmek düşer.
Kocası kızar.
Karısı eve ekmek al der.
Ama o yılmaz, sahnesine koşar gider.
Bunlardır aslında gerçek emekçiler.
Ve ne yazık ki tiyatro tek başına yapılan bir savaştır.
Askerlerin sen ilerlerken hep vurulacaktır.
Tiyatrodan hep vazgeçenler olur.
Yorulur.
İdealleri tutmaz.
Kovulur.
İstersen ekonomi oku sonra tiyatro yaparsın diyenler olur.
Ekonomi okunur.
Tiyatrocu olunmaz.
Yoğrulunur, bir ustanın egosu altında ezilinir sonra olunur.
Ama pilavdan dönülmez.
Pilavdan dönene o kaşık sokulur.
Oyun iyi geçer içilir.
Oyun kötü geçer içilir.
Ama oyunsuz kalınmaz.
Devlet destek vermez.
Ya bendensin ya değilsin der.
Kimisi uyar. Onlardan olur.
Kimisi de bizim gibi,
dokuzuncu köyden onuncu köye geçerler.
Hepinize iyi seyirler…
Bir yanıt yazın