Bir insanın hayatını nasıl yaşayacağına karışamayacağın gibi, o kişinin kendi ömrünü ne kadar uzun ne kadar kısa ne kadar sağlıklı ne kadar hasta ne kadar adanmış, ne kadar boş, ne kadar dolu geçireceğine de sen ya da senin adına bir kişi veya bir kurum hele ki devlet erki karar verememeli.
Sigara yasağının uzun vadede sigaraya bağlı ölümleri azaltacağı, ya da ekonomiye vuracağı baltayı herkes tekrar düşünüp dursun ama bir toplumun en temel azınlığı olan bireyin yaşamına nasıl devam etmesi gerektiği kimseler tarafından düşünülüp, kanun olarak ona dayatılmasın.
Bireyin nasıl yaşamayı seçtiği kimseyi ilgilendirmez. Ama bir bireyin yaşantısının bir diğer bireye olan dolaylı yada dolaysız etkisi ilgilendirebilir. İşte bunun gibi durumlar da sosyal ve beşeri ilişkileri gerektirir.
Zaten bugün adına medeniyet dediğimiz toplumsal biçim ve bir arada yaşam bilinci de insanlık tarihinin başından beri yaşanan bu ilişkiler ve çatışmalar neticesinde ortaya çıkmış sonuçlardan ibarettir.
Yasaklar ve baskılar ise toplumun kendi dinamiklerini oluşturma sürecinde ortaya çıkan oyunbozanlardır. Çünkü kazanılması yada uzlaşılması gereken hakların, devlet tarafından birilerine bahşedilmesi doğal sürece çomak sokmaktır.
“Peki ama çağdaş ve medeni dediğimiz Avrupa’da da bu yasak uygulanıyor” diye bağırıyor birileri ! Onlar ne yaparsa doğru ya hani..
Ben de diyorum ki her sakallıyı amcanız zannetmeyin.
Medeniyet bir hayat tarzının bir diğerini ezmesi üzerine kurulamaz. Medenileşmek için atılan adımlar şayet bu amaca hizmet ediyorsa da bunun adı totalitarizm, daha da ileri gidiyorsa faşizmin kamufle olduğu göstermelik bir demokrasi demektir. Tıpkı bizimkisi gibi.
Friendfeed’de yasağa karşı çıkanlara ağır ithamda bulunanların da anlaması gereken itirazların sigara hayranlığından değil, hak ve özgürlükten yana olduğudur.
Sigara içen birisiyle ilgili bir derdin mi var ? Dile getir. Onu uyar. Bilinç oluşturmaya çalış. Sen sağlıklı olmak istiyorsun diye, neden meyhanede rakının yanında sigara içen ehlikeyf huzursuz olsun ? Yasak mıdır bunun çaresi ?
“Bir kimsenin başkasına silahla ateş etmesi ya da yemeğine zehir koyması özgürlük sayılamazsa, havasını zehirlemesi de özgürlük olamaz” diyen TÜSAD Tütün Çalışma Grubu Başkanı Prof. Tunçalp Demir’in de anlamadığı ben ve benim gibiler zaten.
Sigara her bireye satılan bir mamüldür ve satıldığı sürece onu kullanmak, bir insanı öldürmek için ateş etmekle eş anlamlı değildir. Bir insan sadece sigara içtiği için katil yada kötü niyetli olarak fişlenemez. Bu tespit olsa olsa kendisini otorite olarak gören bir bilim adamının kötü bir demogoji girişimi olabilir.
Sanırım dumansız hava sahası yaratmak ile kıçından sosyal sorumluluk uydurup hava atmak arasındaki bu farkı da görmek gerekli.
Sen sigara sevmiyorsun, öteki içki yasaklansın diyor, bir diğeri türbana sarmış, beriki homofobik ama hepsi sansüre karşı falan…
Kim nerede fayda görürse oraya dönüyor yüzünü. Yasaklardan, darbelerden, işkencelerden geçmiş ülkemin şimdi daha silik bir şekilde ama doğrudan gündelik yaşamı etkileyen müdahaleler sayesinde iyice büzüldüğünü, iyice kutuplaştırıldığını, bunların bitmediğini, tartışacak daha önemli konular varolduğunuysa düşünen yok.
Comments (5)
Özgürsays:
16 Temmuz 2009 at 20:27Başkalarını demogojiyle suçlarken kendiniz demogoji yapmışsınız. Sigara yasağı sigara içenleri sigaradan korumak için değil, sigara içmeyenleri sigara içenlerin dumanından korumak için konur. Yasa metnini okumadığınıza eminim, okumuş olan bir kişi bunları yazmazdı. Zaten ortada bir yasak yok, kısıtlama var. Kamuoyunda öyle yansıtılınca hepimizin ağzına o şekilde yerleşti.
yicitsays:
17 Temmuz 2009 at 10:234207 Sayılı Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkındaki Kanunda yapılan değişiklikler ile gelen yeni “yasak”ları okumadığımı düşünebilirsiniz buna hak veririm.
Ama Bu yazıyı okuduktan sonra benim yasanın doğru bir sonuca yol açacağını, tamamiyle olumlu sonuçlara vakıf olduğunu ve fakat kanunen dayatıldığı için benim uygulamaya değil, yasaklara karşı olduğum sonucunu çıkarmalıydınız.
zafer karkaçsays:
17 Temmuz 2009 at 14:56Yasaklara karşı biri olarak dediklerinizin bir kısmına ben de tam olarak katılamıyorum. Eleştirel yaklaşımınızın dayanağı konusunda aynı fikirde değiliz belki de.
Ancak uygulamanın her zamanki gibi Türk usulü tepeden inme başlatılması beraberinde bir çok ekonomik ve toplumsal problemi beraberinde getirecektir. (Yorumunuzu okuduktan sonra sanırım bu noktada aynı taraftayız)
Diğer taraftan Devletin hayatımı nasıl yaşayacağıma müdahil olmasına karşı olurken, devletin sağlık, eğitim, yol su elk vs hizmetleri sunma zorunluluğunu da ortadan kaldırmanız gerekir tersi tezattır. Hasta olunca vatandaşına ücretsiz sağlık hizmeti sunması gerekir dediğimiz devlet, insanların sağlığını korumak için yöntemler bulma hakkını kendisinde bulabilir.
Bir diğer konu sigarayı kapalı alanlarda yasaklayan devlet, kampanyalarla sigara içenleri toplum düşmanı haline getirerek içenle içmeyeni karşı karşıya getiriyor. İçmeyenleri korumaya yönelik bir uygulamanın, satışı serbest olan ve üstünden vergi aldığı hatta devlet eliyle bir zaman üretilen bir ürünün tüketicisinin de haklarını koruması ve buna yönelik uygulamalar gerçekleştirmesi gerekir.
Ekonomik açıdan da devlet sorumluluğu bana göre ikinci planda olan bar, restaurant vb yerlerin işletmecilerini de yatırımlarını yaptıktan sonra çıkartılan bir yasayla zor duruma sokmaktadır. Düşünün ki bir alışveriş merkezinin en orta yerinde bir mekan açıyorsunuz ve sizin müşterilerinizin sigara içmek için 4-5 kat aşağı inip alışveriş merkezinin dışına çıkması gerekiyor. Yasa konuşulmaya başladıktan sonra açılan ve projelendirilen birçok alışveriş merkezi yemek katlarını farklı konumlandırıyor veya teras gibi açık havaya bağlantı sağlayacak çıkışlar planlamak durumunda kalıyorlar. Ama yasa öncesinde yapılmış bir merkezde işletme ruhsatı almış bir kafe için haksız rekabet yaratılıyor. AB’ye uyum hevesiyle başlatılan bir uygulamanın AB içinde nasıl uygulandığından yasa koyucuların habersiz olduklarını söyleyebilirim.
Saygılarımla
Can Turgaysays:
21 Temmuz 2009 at 20:13Sigara yasağına (ya da kısıtlaması diyelim gönülleri hoş tutmak için) karşı olmak veya yasaktan taraf olmak zor. İki ucu boklu değnek kapsamına giriyor zira. Ben gene de yasak karşıtı olarak iki çift söz edeceğim:
Sigara ve silah benzetmesi çok isabetli olmamış, çünkü silah da herkese satılabilen bir obje, aynı sigara gibi ufak detayları var sadece (18 yaş sınırı gibi).
Sigara kapalı bir mekanda yakıldığı zaman, orada bulunan herkese zarar veriyor. Bunu kabul etmek lazım. Silahlar ve zehirler de genellikle insanların ölümüne yol açıyor. Sigara süründürürken, diğerleri direkt ölüme yol açıyor. Bu fark sayesinde aynı klasmanda sayılmaları mümkün değil. Sigara kullanarak hedefini ölürmeye çalışan suikastçi olamaz dünya üzerinde (tabii Cüneyt Arkın ninjası değilse).
Bunlara karşın, sigaranın tamamen yasaklanmasından yanayım. Üretiminin ve satışının da yasaklanması lazım. Aynı alkollü içeceklerinde yasaklanmasını savunduğum gibi.
Avrupa’daki devletler ve bizim de devletimiz bu konuda riyakarlık ediyorlar. Sigara ve alkol, yüzbinlerce insanın ölmesine sebebiyet veriyorsa, bu ürünler de devletlerin izni ile üretiliyorsa, devletiniz sizin sağlınızı kesinlikle düşünmüyordur.
Devlet teşkilatları, bireylerin kendilerini öldürmelerini engelliyorsa (ötenazi karşıtlığı, intihar engelleme vs.) sigara ve alkol tüketimini de toptan yasaklamalı. Ayrıca çizgiyi orada çekip bırakmamalı: İnsan sağlığını tehlikeye atan her türlü eylemden de uzak durmalı ve yasaklar getirmeli. Bu iş fosil yakıtlı araçların satılmasını yasaklamaktan, beyaz plastik içeren ürünlerin yasaklanmasına, hatta cep telefonu yasağından yerleşim yerlerine yakın kurulan fabrikalara kadar…
Mantık güzel, bizim kurduğumuz devletler, bizim sağlımızı sonuna kadar düşünsün. Ancak burada bir sorunla karşılaşıyoruz, modern hayat dediğimiz hayat tarzı, neredeyse bütün elemanları ile insan sağlına zararlı. Yani devletimiz bizim sağlımızı düşünüyorsa, modern hayatı yasaklamalı!
Bunun arası da pek mümkün değil, çünkü pek çok “çevrecinin” göremediği mesele, karşı çıktıkları bütün teknolojilerin, kendilerinin de tatmaktan memnun oldukları modern yaşamın yapıtaşları olduğudur.
Bu sorunda (ya da sorunsalda) iki seçenek vardır, ya Amişler gibi 18. yüzyıl teknolojisi ile yaşayacağız, ya da transhuman olana kadar 3-4 kuşak insanı daha zayi edeceğiz.
Hepsinin geçtim de, yasa keşke şöyle çıkartılsaydı: Kapalı mekanlarda sigara içmek serbest, ancak içmeyenlerin sağlını korumak adına, onların kapalı mekanlara girmesi yasak olsaydı ve onlara 60 TL ceza kesilseydi. Bence daha iyi olurdu o haliyle.
yicitsays:
22 Temmuz 2009 at 18:40@ Can aslında güzel bir noktaya parmak basmışsın. Evet devlet bizim sağlığımızı düşünüyorsa iki yüzlülük etmesin toptan yasaklasın tütün mamüllerini.
Ama insan ırkına zararlı olan ürünler konusunda hele alkol ve türevleri hususunda sana takılamayacağım.
Sigaranın satışının toptan yasaklanması mevzuunda da ben gene muhalifim olurum ama en azından ikiyüzlükten sıyrılan sıtkım karşıtlığımı dizginleyebilir.
Gelgelelim devletin tüm bu ahvaldan evvel yapması gerekenlere; öncelikle halkı sigarasız yaşam konusunda bilinçlerndirmek, eğitmek ve onları sigarasız yaşama kendi rızalarıyla hazırlamak olamlıydı.
Bizde ise yasa çıkıyor, uygulama bir sene sonra başlıyor. Arada geçen zaman kocaman bir hiç.
Modern insanın buhranı haline gelen zararlı ve yararlı teknoloji konusunda da yapılması gereken bu olmalıdır.
Devlet yaptığı bir nükleer santral sayesinde yılda milyar dolar kar ederken, ortalama 60 yıl yaşayacak olan bir bireyi nasıl düşünmüyorsa,
sigara yasağı ile ne düşünüyor olabilir ?
Ha bu bir başlangıç ise ve bunan sonraki yıllarda yerleşecek olan yeşil devletçilik akımının fişeğiyse çakmağı ben çakarım.