1 Mayıs ve Kıraç

70’li ve 80’li yılların idolü olan ve dönemin sosyalistleri için rol modeli haline gelmiş Cem Karaca’nın söylemlerine ve tarzına benzerliği ile öne çıkarak, kendisini Cem Karaca’nın varisi olarak pazarlayan Kıraç, her biri bir diğerine benzeyen dizi müziklerinin ve meleşir kuzular sesinin yanı sıra, son olarak da fenerbahçe için 100.Yıl bestesi yapmış. Üstelik bir seneye yakın üzerinde çalışarak ve emek harcayarak yapmış bu besteyi. Ne var ki beste, argo tabiriyle düpedüz “arak”.

Malum, şarkılar birbirine benzer. Türküler ve marşlar da. Öyle ki aynı ezgi ile söylenen 3-4 ayrı coğrafyanın anonim türküleri de mevcuttur. Gel gelelim bu son olay biraz farklı. Profesyonel bir müzisyenin göz göre göre aynı ritim ve notaları kullanarak, hatta daha da ileri gidip 1 Mayıs Marşı’nın coşku dolu söylemini bile birebir seslendirerek bir beste yapması, üstelik bunu fenerbahçe gibi ne mayısla ne de işçi sınıfıyla alakası olmayan bir takımın 100.yılı için yapmış olması, yetmiyormuş gibi koltuk kabartarak bu rezaleti övgü beklercesine lanse etmesi, bu toplumu ve teknolojiyi salak yerine koyduğunun apaçık göstergesidir.

Şahsım adına, müzik ile aram iyidir. İcra etmesem de, müzik ile ilgili pek çok şey okur ve tüm dünya dillerinde müzikleri didiklemeyi yeğelerim. Ailemin müzik ile olan münasebetinden olsa gerek, Kıraç’ın Marşını ana haberlerde yarım kulak dinledikten sonra, “neydi lan bunun sözleri” diye düşünürken aklıma anında 1 Mayıs’ın gelmesi, bir çok kişiden önce bu durumu fark etmeme neden oldu. Ben de gittim, devlet sanatçısı ve malesef koyu bir fenerbahçe taraftarı olan, hayatında müzik ve futbol’dan başka birşeyi olmayan müzisyen kuzenime sordum. Önce inkar etti durumu, sonra 1 Mayıs Marşı’nı hatırlamadığını söyledi ! Nihayetinde birlikte youtube’dan dinledik Cem Karaca’nın yorumunu ve beklenen oldu, gerçek bütün çıplaklığı ile ortadaydı…

Beni asıl güldüren olay ise, tribünde her daim bizi ve bestelerimizi büyük bir yüzsüzlük içinde kendilerine mal eden, hatta çoğu zaman uyarlamayı bile es geçip besteleri tereddüt etmeden çalan fenerbahçe’nin, profesyonel bir müzisyene yaptırdığı bestenin de araklama olması.

Hatırladığımız üzre geçen sene de Beşiktaş taraftarının hep bir ağızdan 10 küsür yıldır dillendirdiği “Çocuklar İnanın” bestesinin üstüne yatıyorlardı. Neyse ki, söz uçar yazı kalır misali 1991 yılında basılmış “forzabeşiktaş” dergisi, kolpacıların yüzlerine “birrrrrr” tokat misali yapıştırılarak, işin aslı kamuya berrak bir şekilde aktarıldı.

“Cem Karaca ve Kıraç’ın Besteleri”

 

 

“Çocuklar İnanın Hadisesi”

Comments (2)

  • Nevzatsays:

    26 Mart 2007 at 02:10

    yüreğine sağlık kardeşim duygularımıza tercüman oldun alıştık artık eziklerin böle davranışlarına çok görmüyoruz hadi çala çala emekçilerin marşını buldular yazıklar olsun
    inadına aşk
    inadına devrim
    inadına BEŞİKTAŞ

  • extramadurasays:

    26 Mart 2007 at 02:11

    Kıraç topraklarda gül bitmez” gibisinden bir sözle dalmıştı Ceza Rockİstanbul’daki konserinin bir bölümünde birden, biz “ne oluyor lan” demiştik herif saydı saydı saydı ve sonunda “g**nü s*kym Kiraç” diye gayet akıcı bağlamıştı..

    Fenerbahçeliler içinse söylencek çok birşey yok: AZ Alkmaar başkanıyla geçen hafta yaptıkları pazarlık şudur: “Alkmaar abi, simdi alın siz şu parayı, sonra maçta takır tukur 2-0 öne geçelim.. Sonra siz bize takarsınız 2 tane ikinci devre, böylece siz turu atlarsınız (ne de olsa biz sizi yenemeyiz) bir taraftan biz de 100. yılda uefadan tekme tokat elenmeyiz.

    UP THE IRONS yine de!! 🙂

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Press ESC to close