Bir Delinin Hatıra Defterinden..
Sevgililer gününde kavga ederek ayrılan aşıkların hikayesi gibi İbrahim Üzülmezin Beşiktaş’tan ihraç edilişi. Genci, yaşlısı, her yaştan Beşiktaşlının gözü yaşlı. Dillerde tek bir şarkı; bu son böyle olmamalıydı…
Bizler Nouma’nın ihraç edilişini hala hazmedemezken, bu son böyle hazırlanmamalıydı.
O 40’ına geldiğinde, İnönü’de alkışlarla futbolu bırakacağı güne layıktı.
Kasım ayında Beşiktaş Dergisine verdiği ropörtajda; “öğrenmenin yaşı yoktur” derken, aslında Beşiktaş’lı olmayı ne kadar çok sevdiğini anlatmak istiyordu. Her ne kadar onu “delirten” hırsına hükmetmeyi öğrenemese de, biz onu bu yüzden seviyorduk.
Kafasını kaldırıp, orta yapmayı da öğrenseydi Real Madrid’de oynar mıydı Üzülmez?
Oynamazdı…
Çünkü Kardemir Karabükspor’da geçen günleri anlatırken yaşadığı çocuksu heyecandan hiç vazgeçemedi. Biz de izin vermedik buna. Üzerinde Beşiktaş formasını taşıdığı ilk günden beri, bu yüzden seviyoruz biz O’nu.
Çoğu kişi için hiç kimse Üzülmez. Peki ya biz?
Peki ya bizim için çok şey değil mi Üzülmez.
Bizim aşık olduğumuz Beşiktaş’ta Quaresma’lar, Guti’ler var mıydı? Neden Beşiktaş’lı olduk biz? Sahi ya. Bizim Beşiktaş’ımız Metin-Ali-Feyyaz’dı, Ulvi’ydi. Recep’di, Kadir’di, Rıza’ydı.
Üzülmez de bize o yıllardan kalan en güzel miras..
Bu yüzden O’nun gidişine Beşiktaş Jimlastik Kulübü üzülmez, Schuster de üzülmez. Ama bizler üzülürüz, deliririz, kahroluruz..
Maç oynanırken Deli İbrahim diye haykırdığımızda bize dönüp eyvallah diyemeyeceği için üzülürüz. Formasında ter olamayacağımız için de.
O’na İnönü’de unutulmaz bir jubile yapılmayacağı için üzülürüz…
Umarım, futbolu Kardemir’de bırakırsın İbrahim. Bu ironi bunu gerektirir.
Umarım, jübilene onbinlerce tarafar gelip, çok sevdiğimiz Karabük’e hiç yaşamadığı bir gün armağan ederiz. En azından bunu bize borçlusun.
Sen hep 19 yaşında, sırtında taşıdığın forma numarası ile, sol kanatta deli gibi eserken hatırlanacaksın. Aşkını da biz anlatacağız, Samiyen’de Galatasaray’a sağ ayağınla attığın müthiş golü gibi.
Bir yanıt yazın