Close Menu
yicit.comyicit.com
  • Anasayfa
  • Gündem
  • Pazarlama
  • Sosyal Medya
  • Yapay Zeka ve Dönüşüm
  • Kültür & Sanat
  • Manifesto
  • Blogun Hikayesi

Abone Ol

Son Yaratıcı Haberleri Alın

Neler Popüler?

ST Endüstri Radyo’da Pazarlama ve Yapay Zeka Konuştuk.

Temmuz 31, 2025

Kaygılı yeni dünya ve yeni nesil pazarlama liderliği

Temmuz 22, 2025

Pazarlama Teknolojileri’nde Dönem Sonu

Temmuz 14, 2025
X (Twitter) Instagram Pinterest LinkedIn
  • Blogun Hikayesi
  • Manifesto
X (Twitter) Instagram Pinterest LinkedIn
yicit.comyicit.com
  • Gündem
  • Pazarlama
  • Sosyal Medya
  • Yapay Zeka ve Dönüşüm
  • Kültür & Sanat
Subscribe
yicit.comyicit.com
Anasayfa » Geleneksel Fast Food !
Gündem

Geleneksel Fast Food !

Okuma Süresi: 3 dk.Ocak 9, 2007
Paylaş Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Reddit Telegram Email
Paylaş
Twitter LinkedIn Pinterest Email

Fast Food Kültürü, Türkiye’nin bir çok yenilikle tanıştığı 90’lı yılların başlarından itibaren ekonomideki değişim ile yaygınlaşmaya başlamış ve bugün tüketiciler açısından bakıldığında çok tercih edilen bir seçenek olarak kanıksanmıştır. Kısacası; çok uluslu şirketlerin dünya çapında söz sahibi olmaya başladığı yıllarda, dünyada ve Türkiye’de de sıkça görülmeye başlayan bu alışkanlığın vaadi; kısa bir zamanda ucuz bir yemeği, en hızlı biçimde sunmak, bu sayede zor halledilen ve zaman alan bir unsuru ortadan kaldırarak, yaşam biçiminin giderek “metrolaştığı” bu yeni düzende insanlara avantaj sağlamaktı.

90’lı yılları giderek moda haline dönüşen ve kaba tabiri ile köşe dönmece oynanan yıllarında, ekonomik sistem ile çok güzel bir uyum sağlan ve yurtdışından marka ismi ve hizmeti kiralama (franchaise) sistemi ile tanışan iş dünyası, bu yeni ve farklı hizmeti yaygınlaştırmakta pek de geç kalmadı.

Aslında hızlı tüketim, büyük şehirlerde Türk toplumunun pek de yabancı olduğu bir kavram değildi, hali hazırda bulunan bir çok büfe, seyyar arabalarda satılan yemekler, köşe başı açılan dönerciler derken su akar yolunu bulur misali gün geçtikçe yaygınlaşmaktaydı. Şüphesiz, bu durum yeni bir rekabet ortamı yarattı. Çünkü beklenmeyen olmuş, bir Türk lokantasının karşısına bir Amerikan hamburgercisi açılmış, tüketiciye alacalı bulacalı bambaşka bir alternatif sunulmuştu. Artık belirli standartlar dışına çıkmayan; hizmet, kalite, lezzet ve fiyat konusunda garanti veren, adına fast-foof denilen markalaşmış bir unsur vardı.

Doğal olarak, yılların yemek tüketim alışkanlığının bir anda değişmesini beklemek anlamsızdı, fakat bu ağır ve derinden başlayan süreç bir çok yeniliği tetikledi. Örneğin; klasik Türk mutfağı ile hizmet veren restoranlar özellikle gün içinde ve öğle saatlerinde daha az rağbet görür hale gelmişti. Öbür yandan bu yenilik genç nüfusun da ilgisini çekmiş ve yemek tüketiminde çok önemli bir yeri olan bu kitleyi cezp etmişti. Gün geçtikçe artan bu kapitalist yarışta ibreler yabancılardan yana olunca, pazarın hakimiyetini kaybetmemek için Türk firmaları da oyunu kurallarına göre oynamaya başladı.

Restoranların yavaş yavaş değişen çehresi, öncelikle Türk mutfağını fast food’a yaklaştırdı. Bir çok firma tıpkı yabancıların yapı gibi farklı ama aynı hizmeti veren Türk işi fast food dükkanlar açmaya başladı. Bu elbette ki bir çözümdü, ancak ön görülemeyen bir hadise ise bu kapitalist sistemin amacına ulaşmış olmasıydı. Artık pazar büyüyordu.

Rekabette farklılaşmanın ve “franchaising” ile baş etmenin yollarından birisi de şüphesiz Türk yemek kültürünü, hızlı tüketim ile tanıştırmak ve insanları alışmakta oldukları bu yeni tüketim sürecinde, geleneksel damak tadına çekmekti. Fakat bu da kendi kültürünü hızlı tüketim malzemesi haline getirmek olduğu için, temelde fast food kültürünün yaygınlaşmasına yaramıştır. Zaten, albenisi yüksek dükkanlarda bambaşka bir vaat ile satış yapan Amerikan rüyasına karşı Türk işi fast food ile çıkmak demek, küresel olduğu kadar yerel bazda da çalışan bu firmaların halk ile tamamen bütünleşmesini sağlayacak yeni bir rekabet yolu açmak demektir. (Örn; Mc Ramazan.)

Hızla ilerleyen fast food sektöründe, yerel değerleri önemseyen ve bu lezzeti de mönüsüne katan firmalar ile rekabet etme arayışı, şüphesiz ki pazarı daha da büyütmüş, zaten rekabet gücü çok uluslu firmalar ile yarışamayacak kadar ufak kalan Türk firmaları için genişleyen pazarda, gün geçtikçe artan tüketici sayısına, bir alternatif olarak kalmaktan başka bir yol bırakmamıştır. Öyle ki artık günümüzde, fast food kanıksanmaktan da öteye geçmiştir. Bunun en iyi örneği ise son açılan “Geleneksel Fast Food”. simit dünyası furyalarıdır. Eğer fast food geleneksel olabilmişse, ya da geleneksel lezzet fast food oldu diye kıvançla afişe edilebiliyorsa, bunun en belirgin nedeni, darbeyi göremeden atılan yanlış adımlar ve dolaylı olarak pazarın büyümesine çanak tutmaktır.

Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email
Önceki YazıMaykrafon Şov
Sonraki Yazı Televizamız Presidenteleri

İlgili Yazılar

Gündem

CehaPe’den CHP’ye

Temmuz 3, 2025
Gündem

Selim Tuncer’e Veda…

Haziran 21, 2025
Gündem

Kurumsal İtibar ve Çalışanların İfade Özgürlüğü

Nisan 2, 2025
Bir Yorum Yazın
Bir Yorum Yazın Cancel Reply

Öne Çıkanlar

Kaygılı yeni dünya ve yeni nesil pazarlama liderliği

Temmuz 22, 2025

Bir Grok Masalı

Temmuz 10, 2025

Gündelik Yaşamda Yapay Zeka

Mart 13, 2025

Yapay Zeka, Hiper-Kişiselleştirme ve Oyunlaştırma

Temmuz 11, 2024

Yapay Zeka ve Pazarlama Endüstrisi

Temmuz 24, 2023

Yapay Zekanın Sıradanlığı Üzerine

Temmuz 10, 2023
Kimdir?

Diğer Yazılar

CehaPe’den CHP’ye

Temmuz 3, 2025

Kurumsal İtibar ve Çalışanların İfade Özgürlüğü

Nisan 2, 2025

Necati Özkan’a Özgürlük!

Mart 24, 2025

Yine Yeni Yeniden Türkiye

Mart 31, 2024
YAZAR HAKKINDA

Kariyerine 2004 yılında adım attı. Aynı yıl yicit.com’da içerik üretmeye başladı. 2009 yılında, Türkiye’de sosyal medya alanında hizmet veren ilk ajanslardan biri olan Utopic Farm’ın kurucuları arasında yer aldı. Sektörde birçok ilke imza attı.

2010'da Kadir Has Üniversitesi’nde Sosyal Medya Akademisi’ni kurdu ve 10 yıl yönetti. Aynı yıl, “Sosyal Medya ve İtibar Yönetimi” konulu tez çalışmasıyla yüksek lisans eğitimini tamamladı. Akademik kariyerine Yeditepe Üniversitesi’nde MBA dersleri vererek devam etti; eş zamanlı olarak başladığı doktora çalışmalarında ise ağırlıklı olarak Nesnelerin İnterneti ve Yapay Zeka alanlarına odaklandı. Bugün, Nişantaşı Üniversitesi’nde yüksek lisans öğrencilerine “Pazarlama Teknolojileri” dersi vermekte olan Kalafatoğlu, akademik ve sektörel çalışmalarını eş zamanlı olarak sürdürmektedir.

Kurumsal kariyerinde ise uzun yıllar hizmet verdiği Penti’de Pazarlama ve Dijital Dönüşüm Direktörü olarak görev aldı. Ardından Hopi’de Pazarlama Direktörü olarak görev yaptı. Her iki kurumda da markaların stratejik ve teknolojik dönüşümlerine liderlik etti. Bir çok ödül kazandı ve başarı hikayeleri yarattı.

2024 itibariyle marka ve ajanslara danışmanlık sağlayan ve operasyonel destek sunan yeni bir hizmet modeli geliştirerek Value Venture & Partners'ı kurdu. Yerli ve global yapay zeka girişimlerine yatırımcı ve danışman olarak katılmaya başladı.

BÜLTENE KAYDOLUN

Güncel haber ve gündem başlıklarını kaçırmamak için e-posta adresinizle sistemimize kaydolabilirsiniz.

X (Twitter) Instagram Pinterest LinkedIn
  • Ana Sayfa
  • Pazarlama
  • Sosyal Medya
  • Gündem
  • Yapay Zeka ve Dönüşüm
  • Kültür & Sanat
© 2004 - 2025 | Yiğit Kalafatoğlu

Yukarıya yazın ve aramak için Enter tuşuna basın. İptal etmek için Esc tuşuna basın.