Close Menu
yicit.comyicit.com
  • Anasayfa
  • Gündem
  • Pazarlama
  • Sosyal Medya
  • Yapay Zeka ve Dönüşüm
  • Kültür & Sanat
  • Manifesto
  • Blogun Hikayesi

Abone Ol

Son Yaratıcı Haberleri Alın

Neler Popüler?

Kaygılı yeni dünya ve yeni nesil pazarlama liderliği

Temmuz 22, 2025

Pazarlama Teknolojileri’nde Dönem Sonu

Temmuz 14, 2025

Bir Grok Masalı

Temmuz 10, 2025
X (Twitter) Instagram Pinterest LinkedIn
  • Blogun Hikayesi
  • Manifesto
X (Twitter) Instagram Pinterest LinkedIn
yicit.comyicit.com
  • Gündem
  • Pazarlama
  • Sosyal Medya
  • Yapay Zeka ve Dönüşüm
  • Kültür & Sanat
Subscribe
yicit.comyicit.com
Anasayfa » AKM vs AKP
Gündem

AKM vs AKP

Okuma Süresi: 3 dk.Mart 26, 2007
Paylaş Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Reddit Telegram Email
Paylaş
Twitter LinkedIn Pinterest Email

Bugün 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü. Kanımca da evrensel niteliği açısından 365 gün içinde kutladığımız günlerin en kıymetlisi.

Sinema’dan pek haz etmeyişim midir beni ona bu denli yaklaştıran, yoksa gide gele her bir oyunda nefesinin sıcaklığını hissetmeye alıştığım oyuncular ile kurduğum yakın ilişki mi? Bilmem.

Şöyle bir düşününce… Çarlık Rusya’sının sahnelendiği ve içinden St.Petersburg geçen bir oyunu bıkmadan seyretmenin lezzeti benim için ne ifade ediyorsa, puslu sahnede tozlu tahtalara ayağını sımsıkı basarak, sahnenin çeperini seyircilerle püskürten tiyatro sanatçısı için de farklı şeyleri ifade etmiyor.

İşte bu yüzden tiyatronun korunması ve kollanması çok önemlidir. Faydaları ve kazanımları bir yana dursun, salt duygusal mirasları açısından, on yıllarca süregelen ve beraberinde bir çok alışkanlığı da barındırarak bir kültür yaratan bütün sanat dalları ve özellikle tiyatro iyi korunmalı ve kollanmalıdır.

Peki biz tiyatro’ya ne denli sahip çıkıyoruz ?

Son günlerde kamu, tiyatro sanatçılarının dizilerde veya başka bir özel sektör alanında çalışmasını engelleyen yasal düzenleme ile ilgileniyordu. Tiyatro sanatçılığını, basit bir devlet memurluğundan ayırt edemeyen bu zihniyetin bağnazlığından kurtulalım derken, bu sefer de Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nin ve Atatürk Kültür Merkezi’nin yıkılması gündemde.

Sözde, yıkılan sanat ve kültür merkezlerinin yerine yenisi yapılacak. Aslına bakarsanız buna gerçekten inananların sayısı, meclis oturumlarına devamlı katılan milletvekili sayısından dahi az. Neden mi ?

Bunun için bir neden aramaya gerek yok ya neyse! Şayet hükümetin sanata ve sanatçıya olan tutumu göz önünde bulundurulduğunda, çekinmeden şunları söylemek mümkün; bu iki merkez de yıkılacak ve yerine içinde tiyatro sahnecikleri bulunan iş merkezleri yapılacak.

Böylece, tiyatro sahnesi olarak harcanan metrekarelerden elde edilecek kira gelirleri, devletin “bekası” için döner sermayenin gelir haznesinde artı olarak belirecek.

Şimdi…

Üniversitede aldığı iki üç  işletme-ekonomi dersi sayesinde kendisini yatırım uzmanı sanan “eee ne olmuş işte fena mı yani” diye çemkiren neo-liberal yandaşlar muhakkak ki çıkacaktır, çıkmalılardır da. Bu nedenle, sırf bu yazıyı onların da anlayacağı dilde yazdığımı umarak, tehlikenin ne denli fena olduğunu, daha açık yazmaya çalışacağım.

Sanat Dalları, özellikle de Tiyatro, halkın her türlü ihtiyacını karşılayabildiği toplu merkezlerde değil, halkın sadece sanat gereksinimini gidermek istediği, bu iş için ayrı olarak inşa edilmiş, mimari yapısı, akustiği ve dekorasyonu ile bir bütünü teşkil eden yerlerde icra edilmelidir.

–Sanırım, Devlet Tiyatro’su yetkilileri 14 Mart 2007 tarihinde İstanbul Şişli Cevahir Sahnesi’nde Ankara Devlet Tiyatro’su tarafından sergilenen “Ben Nazım Hikmet” oyununda yaşanan rezaletten sonra bu durumu daha iyi anlamışlardır. Zira bizzat şahit olduğum bu hadisede, sinema fuayesinden yükselen uğultu yüzünden oyuncular kendi seslerini duyamadan oyun sergilediler!–

Şayet, tiyatro izleyicileri tarafından an be an hazmedilmesi gereken, yoğun anlardan oluşan bir olgudur. Bunu sağlamak ve yaşatmak da tiyatro sanatı için olmazsa olmazdır. Cevahir örneğinde de olduğu gibi 10 sinemanın yanyana bulunduğu bir yerde, sinema salonundan bozma bir sahnede tiyatro icra etmeye çalışmak, bu sanata gönül verenlere ve sanat severlere sistematik bir şekilde zulüm etmek demektir.

Tiyatrolar kendilerine özgü, yalnızca sanata, sanatçıya ve sanatsevere ait olan mekanlarda yaşatılmalıdır. Bu yüzden de sanatseverlerin on yıllardır bir araya geldiği sahnelere balyoz vurulamaz, vurulmamalıdır. Hangimiz bugün İş Bankası Kuleleri’ne AKM’ye gittiğimiz haz ile gidiyoruz ki ? Taksim sahnesi nerede? 5 yıla 5 yıldızlı otel olur herhalde…

Bu yüzden vicdan sahibi bütün sanatsever dostlarıma sesleniyorum:

Bugün Dünya Tiyatro Günü! Dünyanın en önemli sanatının, en eski geleneğinin günü.

O’na sahip çıkın.

Not: 5 Nisan Günü Muhsin Ertuğrul Sahnesi Önünde, tüm saygıdeğer üstadların ve genç kuşağın da katılacağı bir şenlik var. Hayatında hiçbir gösteriye katılmayarak sesini susturmayı tercih eden tüm dostlar için de sanırım tiyatrocular arasında ses çıkarmak iyi bir fırsat olacaktır.

Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email
Önceki YazıWEB 2.0 “The Machine is Us/ing Us”
Sonraki Yazı İyi akşamlar sevgili Seray Severler !

İlgili Yazılar

Gündem

CehaPe’den CHP’ye

Temmuz 3, 2025
Gündem

Selim Tuncer’e Veda…

Haziran 21, 2025
Gündem

Kurumsal İtibar ve Çalışanların İfade Özgürlüğü

Nisan 2, 2025
Bir Yorum Yazın
Bir Yorum Yazın Cancel Reply

Öne Çıkanlar

Kaygılı yeni dünya ve yeni nesil pazarlama liderliği

Temmuz 22, 2025

Bir Grok Masalı

Temmuz 10, 2025

Gündelik Yaşamda Yapay Zeka

Mart 13, 2025

Yapay Zeka, Hiper-Kişiselleştirme ve Oyunlaştırma

Temmuz 11, 2024

Yapay Zeka ve Pazarlama Endüstrisi

Temmuz 24, 2023

Yapay Zekanın Sıradanlığı Üzerine

Temmuz 10, 2023
Kimdir?

Diğer Yazılar

CehaPe’den CHP’ye

Temmuz 3, 2025

Kurumsal İtibar ve Çalışanların İfade Özgürlüğü

Nisan 2, 2025

Necati Özkan’a Özgürlük!

Mart 24, 2025

Yine Yeni Yeniden Türkiye

Mart 31, 2024
YAZAR HAKKINDA

Kariyerine 2004 yılında adım attı. Aynı yıl yicit.com’da içerik üretmeye başladı. 2009 yılında, Türkiye’de sosyal medya alanında hizmet veren ilk ajanslardan biri olan Utopic Farm’ın kurucuları arasında yer aldı. Sektörde birçok ilke imza attı.

2010'da Kadir Has Üniversitesi’nde Sosyal Medya Akademisi’ni kurdu ve 10 yıl yönetti. Aynı yıl, “Sosyal Medya ve İtibar Yönetimi” konulu tez çalışmasıyla yüksek lisans eğitimini tamamladı. Akademik kariyerine Yeditepe Üniversitesi’nde MBA dersleri vererek devam etti; eş zamanlı olarak başladığı doktora çalışmalarında ise ağırlıklı olarak Nesnelerin İnterneti ve Yapay Zeka alanlarına odaklandı. Bugün, Nişantaşı Üniversitesi’nde yüksek lisans öğrencilerine “Pazarlama Teknolojileri” dersi vermekte olan Kalafatoğlu, akademik ve sektörel çalışmalarını eş zamanlı olarak sürdürmektedir.

Kurumsal kariyerinde ise uzun yıllar hizmet verdiği Penti’de Pazarlama ve Dijital Dönüşüm Direktörü olarak görev aldı. Ardından Hopi’de Pazarlama Direktörü olarak görev yaptı. Her iki kurumda da markaların stratejik ve teknolojik dönüşümlerine liderlik etti. Bir çok ödül kazandı ve başarı hikayeleri yarattı.

2024 itibariyle marka ve ajanslara danışmanlık sağlayan ve operasyonel destek sunan yeni bir hizmet modeli geliştirerek Value Venture & Partners'ı kurdu. Yerli ve global yapay zeka girişimlerine yatırımcı ve danışman olarak katılmaya başladı.

BÜLTENE KAYDOLUN

Güncel haber ve gündem başlıklarını kaçırmamak için e-posta adresinizle sistemimize kaydolabilirsiniz.

X (Twitter) Instagram Pinterest LinkedIn
  • Ana Sayfa
  • Pazarlama
  • Sosyal Medya
  • Gündem
  • Yapay Zeka ve Dönüşüm
  • Kültür & Sanat
© 2004 - 2025 | Yiğit Kalafatoğlu

Yukarıya yazın ve aramak için Enter tuşuna basın. İptal etmek için Esc tuşuna basın.