Close Menu
yicit.comyicit.com
  • Anasayfa
  • Gündem
  • Pazarlama
  • Sosyal Medya
  • Yapay Zeka ve Dönüşüm
  • Kültür & Sanat
  • Manifesto
  • Blogun Hikayesi

Abone Ol

Son Yaratıcı Haberleri Alın

Neler Popüler?

ST Endüstri Radyo’da Pazarlama ve Yapay Zeka Konuştuk.

Temmuz 31, 2025

Kaygılı yeni dünya ve yeni nesil pazarlama liderliği

Temmuz 22, 2025

Pazarlama Teknolojileri’nde Dönem Sonu

Temmuz 14, 2025
X (Twitter) Instagram Pinterest LinkedIn
  • Blogun Hikayesi
  • Manifesto
X (Twitter) Instagram Pinterest LinkedIn
yicit.comyicit.com
  • Gündem
  • Pazarlama
  • Sosyal Medya
  • Yapay Zeka ve Dönüşüm
  • Kültür & Sanat
Subscribe
yicit.comyicit.com
Anasayfa » Gerçek Yaşam Sevgisi
Gündem

Gerçek Yaşam Sevgisi

Okuma Süresi: 3 dk.Nisan 26, 2007
Paylaş Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Reddit Telegram Email
Paylaş
Twitter LinkedIn Pinterest Email

Ânı istiyorum ben. Ânı yaşamak istiyorum. Peki ya korktuğum başıma gelirse? Yaşamım bir zaman fonksiyonuyla ifade edilebiliyorsa, ve yaşadıklarım bu fonksiyonun altındaki alansa ve aynı bir noktanın altındaki alanın sıfıra yani bir hiçliğe eşit olduğu gibi, ânın altındaki alan da sıfırsa? O zaman ben nasıl yaşarım bu ânı? Belirli bir aralıkta integral almadıkça, yani ân değil de belirli bir zaman aralığına bakmadıkça yaşadıklarım ‘0’a eşit olacaksa, illa da biraz öncemi aklımda tutarak biraz sonramı hesaplıyacaksam, ne anlarım ben bu yaşamdan? O zaman sormaz mıyım ben “Hayata integral alabilmek için mi geldim ben?” diye?

‘Elime bir problem verildi ve ben bunu çözmek zorundayım’ duygusunu kim verdi bana? Kendi fonksiyonunun nereye gittiğine bakarak mı verdi yoksa amacı sadece bir sürü ‘problem’ yaratmak mıydı?

Niye fonksiyonumu renklendirdiğini düşündüğüm değişkenler aslında o fonksiyonun ya boyunu kısaltıyor ya da integral alsan bile sıfıra ulaşacak yerlere getiriyor? Yoksa ben mi bunu yapan değişkenleri renkli buluyorum ve aslında kendi fonksiyonumdan nefret ediyorum? Eğer ki kendi fonksiyonumdan nefret ediyorsam, onu aşağı çekmek benim isteğim oluyor ve dolayısıyla fonksiyonu aşağı çekmek yerine yukarı itmesi gerekmiyor mu kendi isteğim ‘doğrultusunda’ yaşadığım için. Yoksa sadece fonksiyonun bitmesini mi bekliyorum. Bunu beklemek yerine bu olayı direk gerçekleştirenlere neden ‘kayip’ veya ‘yazık’ gözüyle bakıyoruz? Biz çok mu bi bok biliyoruz ki yaşam dediğimiz şu fonksiyonun sonrası hakkında? Yoksa sadece korktuğumuz şeye kızmak eylemini mi gerçekleştiriyoruz çaresizce ve hatta bunu inkar bile ediyoruz?

Motora hiç binmemiş bir insan, neden ona motora biniyorum dediğinizde size “Aman dikkat et düşme” der? Hiç uzun süreli düşmemiş bir insan neden uçaktan atlamaya korkar? Paraşütler hakkında çok mu şey biliyodur ki onların açılmama olasılığını bile hesaplar? Sorsan paraşüt mekanizmasını bu insanlardan kaçı açıklayabillir? Size bir şey söylediklerinde, gerçekten sizin için midir bu söyledikleri yoksa kendilerinin mi o konumda olmalarını istemiyorlardır aslında?

Yaşamımızdaki herşey üzerinde genelleme yapabiliyorsak, bunların programlanmamış olma olasılığı nedir? Daha önce hiç duymadığım, görmediğim, benzetmediğim bir şey yaratamıyorsam, ne kadar zekiyim diyebilirim ki? Zeka olsa bile, herhangi bir sınıf altında bulunan bir yapı, yani bizim insanlığımızın dizayn edilmiş mantığına göre, varolan herhangi birşey, varoluşundan önce yaratılmamış mıdır? Sadece bu bile, eğer gerçekliğin var olduğunu kabul ediyorsak, bunu bize verilen mantık yapısıyla çözemeyeceğimizi kanıtlamaz mı?

Derim ki, daha gerçekliği bilmiyoruz, kim olduğumuzu bilmiyoruz, kendi mantığımızı bile sorgulamıyoruz, tümdengelim ve tümevarım kavramları lafta kalıyor ve insanlığı vücud yapımızla bunlari bir poşetin içindeki ekmekle ve hatta kendi yarattığımız bilgisayarlarla eş tutamıyoruz, herşeyi kavrayan BIR Genel Küme düşünmeden yapamıyoruz, bizi yaratanın amacını bilmiyoruz, daha doğrusu amacımızı bilmiyoruz. O zaman sorarım, bu korku nedir? Yaşamdan korkmak bu kadar kolay mı? Bırakın atlayın ucaktan, bırakın binin motora, bırakın alkol için, bırakın yani. Yeter ki ‘ecelden’ ölmeyin. 70 inizde viagra ve ecstacy den kalp krizi gecirin. Ama yaşadığınızı bilin. Her an ölümle yüzleşin, ama asla ona teslim olmayin. Kısacası fonksiyonunuzu kullanın. Mutlu olun, mutlu ölün.

Sevgiler..

Barış İnkaya

Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email
Önceki YazıTayyip’in vurduğu yerde Gül biter..
Sonraki Yazı Gerilla ..

İlgili Yazılar

Gündem

CehaPe’den CHP’ye

Temmuz 3, 2025
Gündem

Selim Tuncer’e Veda…

Haziran 21, 2025
Gündem

Kurumsal İtibar ve Çalışanların İfade Özgürlüğü

Nisan 2, 2025
Bir Yorum Yazın
Bir Yorum Yazın Cancel Reply

Öne Çıkanlar

Kaygılı yeni dünya ve yeni nesil pazarlama liderliği

Temmuz 22, 2025

Bir Grok Masalı

Temmuz 10, 2025

Gündelik Yaşamda Yapay Zeka

Mart 13, 2025

Yapay Zeka, Hiper-Kişiselleştirme ve Oyunlaştırma

Temmuz 11, 2024

Yapay Zeka ve Pazarlama Endüstrisi

Temmuz 24, 2023

Yapay Zekanın Sıradanlığı Üzerine

Temmuz 10, 2023
Kimdir?

Diğer Yazılar

CehaPe’den CHP’ye

Temmuz 3, 2025

Kurumsal İtibar ve Çalışanların İfade Özgürlüğü

Nisan 2, 2025

Necati Özkan’a Özgürlük!

Mart 24, 2025

Yine Yeni Yeniden Türkiye

Mart 31, 2024
YAZAR HAKKINDA

Kariyerine 2004 yılında adım attı. Aynı yıl yicit.com’da içerik üretmeye başladı. 2009 yılında, Türkiye’de sosyal medya alanında hizmet veren ilk ajanslardan biri olan Utopic Farm’ın kurucuları arasında yer aldı. Sektörde birçok ilke imza attı.

2010'da Kadir Has Üniversitesi’nde Sosyal Medya Akademisi’ni kurdu ve 10 yıl yönetti. Aynı yıl, “Sosyal Medya ve İtibar Yönetimi” konulu tez çalışmasıyla yüksek lisans eğitimini tamamladı. Akademik kariyerine Yeditepe Üniversitesi’nde MBA dersleri vererek devam etti; eş zamanlı olarak başladığı doktora çalışmalarında ise ağırlıklı olarak Nesnelerin İnterneti ve Yapay Zeka alanlarına odaklandı. Bugün, Nişantaşı Üniversitesi’nde yüksek lisans öğrencilerine “Pazarlama Teknolojileri” dersi vermekte olan Kalafatoğlu, akademik ve sektörel çalışmalarını eş zamanlı olarak sürdürmektedir.

Kurumsal kariyerinde ise uzun yıllar hizmet verdiği Penti’de Pazarlama ve Dijital Dönüşüm Direktörü olarak görev aldı. Ardından Hopi’de Pazarlama Direktörü olarak görev yaptı. Her iki kurumda da markaların stratejik ve teknolojik dönüşümlerine liderlik etti. Bir çok ödül kazandı ve başarı hikayeleri yarattı.

2024 itibariyle marka ve ajanslara danışmanlık sağlayan ve operasyonel destek sunan yeni bir hizmet modeli geliştirerek Value Venture & Partners'ı kurdu. Yerli ve global yapay zeka girişimlerine yatırımcı ve danışman olarak katılmaya başladı.

BÜLTENE KAYDOLUN

Güncel haber ve gündem başlıklarını kaçırmamak için e-posta adresinizle sistemimize kaydolabilirsiniz.

X (Twitter) Instagram Pinterest LinkedIn
  • Ana Sayfa
  • Pazarlama
  • Sosyal Medya
  • Gündem
  • Yapay Zeka ve Dönüşüm
  • Kültür & Sanat
© 2004 - 2025 | Yiğit Kalafatoğlu

Yukarıya yazın ve aramak için Enter tuşuna basın. İptal etmek için Esc tuşuna basın.