Close Menu
yicit.comyicit.com
  • Anasayfa
  • Gündem
  • Pazarlama
  • Sosyal Medya
  • Yapay Zeka ve Dönüşüm
  • Kültür & Sanat
  • Manifesto
  • Blogun Hikayesi

Abone Ol

Son Yaratıcı Haberleri Alın

Neler Popüler?

Kaygılı yeni dünya ve yeni nesil pazarlama liderliği

Temmuz 22, 2025

Pazarlama Teknolojileri’nde Dönem Sonu

Temmuz 14, 2025

Bir Grok Masalı

Temmuz 10, 2025
X (Twitter) Instagram Pinterest LinkedIn
  • Blogun Hikayesi
  • Manifesto
X (Twitter) Instagram Pinterest LinkedIn
yicit.comyicit.com
  • Gündem
  • Pazarlama
  • Sosyal Medya
  • Yapay Zeka ve Dönüşüm
  • Kültür & Sanat
Subscribe
yicit.comyicit.com
Anasayfa » Akılsız “Baş”ın cezasını “Ayaklar” çeker !
Sosyal Medya

Akılsız “Baş”ın cezasını “Ayaklar” çeker !

Okuma Süresi: 3 dk.Mayıs 1, 2008
Paylaş Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Reddit Telegram Email
Paylaş
Twitter LinkedIn Pinterest Email

Bugün 1 Mayıs 2008, geleneksel olarak her sene katıldığım kutlamalara bu sene katılamadım. Geçen seneden daha da beter olarak, bu sene devlet eliyle uygulananlar çok daha vahim sonuçlara yol açtı. Henüz sabah saatlerinde DİSK Genel Merkezine, içeride 1500 kişi varken polis tarafından operasyon uygulandığı haberiyle sarsıldık. İstanbul Valisinin dilinden düşürmediği provokasyon böyle bir şey olsa gerek dedim kendi kendime.

Aslında bu işin böyle olacağı en başından belliydi. Geçtiğimiz günlerde başbakan’ın “AYAKLAR BAŞ OLURSA KIYAMET KOPAR” açıklaması, bu hükümetin emeğe ve emekçiye bakış açısını ve her köşeye sıkıştığında kullandığı “milli irade” kavramından ne anladığını da açıkca ortaya koyuyor. Kaldı ki; özgürlük ve demokrasi kavramlarını her söylevinde dile getiren AKP hükümetinin, sıkı yönetim uygulamalarını da aşan bu polis-devletçi yaklaşımı, ülkemizdeki demokrasinin sadece göstermelik olduğunu bir daha idrak etmemizi sağladı.

İstanbul, bugün gaz bombalarının arasında 25.000 küsür polisin kontrolünde, tıpkı işgal altındaki Irak gibi bir görünüme büründü. Taksim meydanı ise sessiz ve hayalet bir meydan görünümündeydi. Belki de hükümetin işine en çok bu geldi. Çünkü aksi olsaydı yüzbinlerce emekçi barış ve kardeşlik içinde bayramlarını kutlayacak, AKP hükümetinin açılım olarak sunduğu Sosyal Güvence ve Sağlık zulmünü eleştirecekti. İşte hükümet bunu göze alamadı !

Yüzbinlerin barış içinde kutladığı bir işçi bayramında , kapatma davası ile iyice köşeye sıkışmış olan AKP’ye, dünya nezdinde bir darbenin de işçi sınıfından gelmesini bu hükümetin hazmetmesi düşünülemezdi. İşte bu yüzden “ayak” olarak nitelendirilen bu ülke insanları, seçtikleri “baş”lar tarafından ezilmek istendi. Bunun adına da provokasyon dediler. Oysaki 1 Mayıs Taksim Meydanında kutlansaydı, 25.000 polis memuru emekçileri gerçek provokatörlerden hayli hayli koruyabilirdi. Ama Onlar bunun yerine terör türetmeyi, ve bu terörü emekçi kesimin üzerine püskürtmeyi tercih ettiler. Bu da bu ülkenin kara lekesi olan 12 Eylül geleneğinin halen devam ettiğini göstermektedir.

120 küsür yıllık bir gelenek olan 1 Mayıs Osmanlı’da bile kutlanıyordu. Bugün de dünyanın 166 ülkesinde resmi bayram olarak  kutlanmaktadır. Ülkemizde ise her sene potansiyel bir gerginlik olarak gündeme gelmekte. Bu gerginliğin tek sebebi ise süregelen 12 Eylül alışkanlıkları…

Kimileri farkında olmayabilir ama 1 Mayıs 2008 tarihi itibariyle bir facianın eşiğinden dönüldü. Bunu bu şekilde tırmandıran ise mevcut yönetim ve zihniyetidir. Eğer bugün devlet eliyle yönetilen bu provokasyona sendikalar ve üyeleri alet olsaydı, sokaklardaki olaylar çok daha büyük boyutlara ulaşabilirdi.

İnanıyorum ki; dünyada 1 Mayıs’ı meydanlarda kutlamaya en çok hakkı olan halkların başında geliyoruz. Çünkü Taksim’de 37 şehit veren de bizleriz, suçlananda. İşte bu yüzden Taksim geçmiş ile yüzleşmektir, çünkü Taksim 12 Eylül geleneğine çomak sokmaktır, çünkü Taksim özgürlük ve eşitliğin hiçe sayıldığı bir ülkede, işçi sınıfının ellerinde yeşeren devrimci geleneğin fiilen yok edilmek istendiği yerdir.

Bu yüzden Taksim Meydanını en çok emekçiler hak etmektedir. Hükümetin görevi ise emekçilere zulm etmek değil onlara hesap vermektir. Sırf bu yüzden Dün 77’yi Taksim’de yaşayanlara ve bugün faili meçhul cinayetler ile yaşamaya alıştırılan bizlere en azından bir özür borçlular. Fakat biz bunun mümkün olmadığını da bildiğimiz için bu ülkede emeği ve emekçileri potansiyel tehlike unsuru olarak gören yönetimlere karşı  kazanılmış hakların ve özgürlüklerin takipçisi olmaya devam edeceğiz.

Bu ısrar devletin kanlı 1 Mayıs ile yüzleşmesi, elindeki “orantılı” gücü halka değil, kontrgerillalara, faili meçhul cinayetlere, çetelere;  değerlendirilmeyen istihbaratlara yöneltmesi için de elzemdir.

Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email
Önceki YazıBilmeyen Kalmadı, Sıra Adalette !
Sonraki Yazı Youtube; yine yeni yeniden

İlgili Yazılar

Sosyal Medya

Doğrudan Pazarlama Ödülleri Jurisindeyim

Kasım 25, 2021
Sosyal Medya

Mirket App: Olan Biteni Merak Et

Nisan 19, 2021
Sosyal Medya

CLUBHOUSE: SÖZ UÇAR, ANI YAKALAR

Ocak 31, 2021
Bir Yorum Yazın
Bir Yorum Yazın Cancel Reply

Öne Çıkanlar

Kaygılı yeni dünya ve yeni nesil pazarlama liderliği

Temmuz 22, 2025

Bir Grok Masalı

Temmuz 10, 2025

Gündelik Yaşamda Yapay Zeka

Mart 13, 2025

Yapay Zeka, Hiper-Kişiselleştirme ve Oyunlaştırma

Temmuz 11, 2024

Yapay Zeka ve Pazarlama Endüstrisi

Temmuz 24, 2023

Yapay Zekanın Sıradanlığı Üzerine

Temmuz 10, 2023
Kimdir?

Diğer Yazılar

CehaPe’den CHP’ye

Temmuz 3, 2025

Kurumsal İtibar ve Çalışanların İfade Özgürlüğü

Nisan 2, 2025

Necati Özkan’a Özgürlük!

Mart 24, 2025

Yine Yeni Yeniden Türkiye

Mart 31, 2024
YAZAR HAKKINDA

Kariyerine 2004 yılında adım attı. Aynı yıl yicit.com’da içerik üretmeye başladı. 2009 yılında, Türkiye’de sosyal medya alanında hizmet veren ilk ajanslardan biri olan Utopic Farm’ın kurucuları arasında yer aldı. Sektörde birçok ilke imza attı.

2010'da Kadir Has Üniversitesi’nde Sosyal Medya Akademisi’ni kurdu ve 10 yıl yönetti. Aynı yıl, “Sosyal Medya ve İtibar Yönetimi” konulu tez çalışmasıyla yüksek lisans eğitimini tamamladı. Akademik kariyerine Yeditepe Üniversitesi’nde MBA dersleri vererek devam etti; eş zamanlı olarak başladığı doktora çalışmalarında ise ağırlıklı olarak Nesnelerin İnterneti ve Yapay Zeka alanlarına odaklandı. Bugün, Nişantaşı Üniversitesi’nde yüksek lisans öğrencilerine “Pazarlama Teknolojileri” dersi vermekte olan Kalafatoğlu, akademik ve sektörel çalışmalarını eş zamanlı olarak sürdürmektedir.

Kurumsal kariyerinde ise uzun yıllar hizmet verdiği Penti’de Pazarlama ve Dijital Dönüşüm Direktörü olarak görev aldı. Ardından Hopi’de Pazarlama Direktörü olarak görev yaptı. Her iki kurumda da markaların stratejik ve teknolojik dönüşümlerine liderlik etti. Bir çok ödül kazandı ve başarı hikayeleri yarattı.

2024 itibariyle marka ve ajanslara danışmanlık sağlayan ve operasyonel destek sunan yeni bir hizmet modeli geliştirerek Value Venture & Partners'ı kurdu. Yerli ve global yapay zeka girişimlerine yatırımcı ve danışman olarak katılmaya başladı.

BÜLTENE KAYDOLUN

Güncel haber ve gündem başlıklarını kaçırmamak için e-posta adresinizle sistemimize kaydolabilirsiniz.

X (Twitter) Instagram Pinterest LinkedIn
  • Ana Sayfa
  • Pazarlama
  • Sosyal Medya
  • Gündem
  • Yapay Zeka ve Dönüşüm
  • Kültür & Sanat
© 2004 - 2025 | Yiğit Kalafatoğlu

Yukarıya yazın ve aramak için Enter tuşuna basın. İptal etmek için Esc tuşuna basın.