Bilgi’li olmanın laneti…

Şu anda, İstanbul Bilgi Üniversitesi Rektörlük binası önünde toplanan öğrenciler, Bilgisayar Bilimleri Bölüm Başkanı Chris Stephenson’a açılan soruşturma ve akabinde gelecek olan okuldan ihraç edilme girişimine karşı toplanıyorlar.

Ayrıca bu akşam yapılacak olan, Fen-Edebiyat Fakültesi Mezuniyet Töreni’nde de protestolar devam edecek.

Peki nedir olan biten? “Chris Hoca Hakkında Açılan Soruşturma Geri Çekilsin !” etkinliği sayfasından aynen aktarıyorum:

İstanbul Bilgi Üniversitesi yönetimi bir ilke daha imza atarak, Chris Hoca hakkında, üniversiteye dair gerçek dışı ifadeler içeren bir e-mail yayınladığı gerekçesiyle soruşturma açtı. Bilgi Sendika’nın önde gelen isimlerinden biri olan Chris Hoca, geçtiğimiz dönem başında, senelerdir yürüttüğü Bilgisayar Bilimleri Bölüm Başkanlığı görevinden alınmış ve bölümü hakkında alınan kapatma kararı açıklanmıştır.

Biz, öğrenciler olarak, …”Kurumların huzur, sükun veya çalışma düzenini bozmak”, “resmi sıfatın gerektirdiği itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak” gibi belirsiz ifadeler içeren bir yönetmeliğe dayandırılan, hiçbir şekilde akla, mantığa sığmayan ve üniversite yönetiminin sahip çıkma iddiasında olduğu katılımcılık, saydamlık ve sorunların diyalog yolu ile çözülmesi ilkelerine ters düşen bu soruşturmayı protesto etmek için 29 Haziran Çarşamba günü saat 17.00’de Rektörlük binasının önündeki çimenlerde toplanacağız.

Özellikle okumanızı rica edeceğim şey, Chris’in akademik mail grubuna gönderdiği e-mail:
http://bilgileaks.tumblr.com/post/6845621416/chris-stephenson-bilgi-dunya-rekoru

Açılan soruşturma, neden açıldığı ve kimin ön ayak olduğunu da buradan okuyabilirsiniz.
http://bilgileaks.tumblr.com/post/6846323927/bilgide-bir-ilk-daha-disiplin-sorusturmasi

Son olarak da, sendikalı Bilgi çalışanlarının olayla ilgili yaptığı açıklama burada:
http://bilgileaks.tumblr.com/post/6845664245/chris-stephenson-hakk-ndaki-sorusturma-geri

Bütün özgürlüklerin tükendiği bir toplum olma yolunda hızla ilerlerken, özgürce fikir ve düşünce üretip, türetilmesini destekleme gayreti göstermesi gereken kurumların, yani üniversitelerin geldiği nokta da işte bu.

Akademisyenlerin kendi aralarında diyaloga yer vermeksizin birbirlerinin kuyusunu kazmaya çalıştığı bir ortamda öğrenciler nasıl eğitilir, hangi ahlakla yetişir? Cevabını sizlere bırakıyorum.

Görsel de bu zihniyetin üreteceği beyinlere gönderme olsun.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Press ESC to close