Close Menu
yicit.comyicit.com
  • Anasayfa
  • Gündem
  • Pazarlama
  • Sosyal Medya
  • Yapay Zeka ve Dönüşüm
  • Kültür & Sanat
  • Manifesto
  • Blogun Hikayesi

Abone Ol

Son Yaratıcı Haberleri Alın

Neler Popüler?

Kaygılı yeni dünya ve yeni nesil pazarlama liderliği

Temmuz 22, 2025

Pazarlama Teknolojileri’nde Dönem Sonu

Temmuz 14, 2025

Bir Grok Masalı

Temmuz 10, 2025
X (Twitter) Instagram Pinterest LinkedIn
  • Blogun Hikayesi
  • Manifesto
X (Twitter) Instagram Pinterest LinkedIn
yicit.comyicit.com
  • Gündem
  • Pazarlama
  • Sosyal Medya
  • Yapay Zeka ve Dönüşüm
  • Kültür & Sanat
Subscribe
yicit.comyicit.com
Anasayfa » Ferhan Şensoy – Tiyatroya Dair.
Kültür & Sanat

Ferhan Şensoy – Tiyatroya Dair.

Okuma Süresi: 3 dk.Mayıs 6, 2012
Paylaş Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Reddit Telegram Email
Paylaş
Twitter LinkedIn Pinterest Email

Muhalefetin önde gideniydi Aristofanes. Ülkede kötü giden şeyleri eleştiren oyunlar yazar, çıkar oynardı binlerce kişilik anfi tiyatrolarda. Ön sırada ülkeyi yönetenler oturur, halkla birlikte dikkatle izlerler, bundan ve halkın tepkisinden kendilerine ders çıkarırlar, alkışlarlardı Aristofanes’i.

Aristofanes’i özelleştirmek Antik Yunan’da hiç kimsenin aklına gelmemişti!!

Tiyatro bin yıldır muhaliftir, muhalif kalacaktır, çünkü halkın sesidir. Yöneticilere yanlışlarını anlatmak için var tiyatro.


Abdülhamit döneminde, padişahı anımsatacak sözler yasaklanmıştı. Kendisi Yıldız Sarayı’nda oturduğu için yasak sözcülerinden biri de ” Yıldız ” dı. Kavuklu Kel Hasan Efendi, bu kelimeyle bir tuluat yapar, biraz da elinde olmayan nedenlerle, tuluat öyle birşeydir, akla gelir, ağızdan kaçar. Ağızdan kaçan bu söz üzerine alkıştan yıkılır tiyatro!

Halkın söylemek isteyip de, dile getirmekten korktuğunu söylemiştir komik-i şerif. Gece eve gelince , herhalde sabaha karşı tutuklanırım, diye düşünür Hasan Efendi. Sabah gelen olmaz, ancak o gece sahneye çıkmaz kavuklu. Üç gün bekler evinde, bakar ki tutuklanmaya gelen yok, dördüncü gece çıkar sahneye, izdiham vardır tiyatroda.

” TAYYİP ERDOĞAN TİYATROYA GİTMİYOR ”

Abdülhamit’in hiç aklına gelmemiştir Kel Hasan Efendi’yi özelleştirmek !
Demokrat Parti’nin son dönemlerinde, ete fahiş zam geldiğinde;
Zaten bu millet Etyemez’de oturuyor !
cümlesini nakşeder İsmail Dümbüllü, oyunun münasip yerinde. Ardı arkası kesilmez alkışın.
Dümbüllü’yü özelleştirmek Adnan Menderes’in aklına hiç gelmemiştir.

Eski liderler tiyatro’ya giderlerdi. İnönü, Ecevit, Demirel Özal tiyatroda kendilerini eleştirenleri alkışlamışlardır. Erdal İnönü düzenli bir tiyatro izleyicisiydi. Bizim tiyatromuza muntazaman gelir, gizlice bilet aldırır, arka sıralarda otururdu.

Tayyip Erdoğan tiyatroya gitmiyor. En son ne zaman gitmiş acaba ? Hiç gitmiş mi ? Dünyanın hiçbir yerinde devlet destekli tiyatro olmadığını ileri sürüyor.. Var ! O bilmiyor. Danışmanlar ?

AVRUPA’DAKİ DEVLET TİYATROLARI

Avrupa’nın her ülkesinde, her kentinde Ulusal Tiyatro adıyla devlet tiyatroları vardır. Şehir tiyatroları vardır. Bu tiyatrolar yalnız devletten destek almaz. Kentin belediyesinden ciddi bir yardım alır. Çünkü o kentlerde, otopark, pazar yeri ve benzeri yerlerden belediyenin topladığı para içinde yüzde bilmem kaç olarak tiyatro vergisi bulunur.

Belediye sadece kanalizasyon yapmaz, o kentin kültür ve sanat düzeyini yükseltmekle de yükümlüdür, diye düşünür batıda. Bir havuzda toplanan para, her yıl devlet tiyatrosuna, şehir tiyatrosuna ve o kentteki özel tiyatrolara dağıtılır. Tiyatrolar böyle yaşarlar ve daha iyi oyunlar üretmekle uğraşırlar. Muhtasarı mi ödemesek, yoksa kirayımı, gibi dertleri yoktur.

BAŞBAKANIN ÖZELLEŞTİRMEDEN KASTI

Paris’teki Devlet Tiyatrosu Comedie Française oyuncularına kazançtan pay ödemektedir. 15 yıl önce Japonya’nın ulusal tiyatrosu Kabuki’yi tanıtmak amaçlı geleneksel dünya turnesi için ayırdığı para Türkiye’nin bütçesinin yarısıydı.

Başbakan’nın özelleştirmeden kastı nedir ? Tiyatro şeker fabrıkası değil ki, ihalesine saldırı olsun. Hiçbir iş adamı tiyatro almak istemez. Ülkemizdeki tiyatro para kazanan bir şirket değildir. Sakıp Sabancı Küçük Sahne’ye, İstanbul’u Satıyorum’u izlemeye gelmişti. Perde arası kuliste çay içtik bana şunları sordu;

” Tiyatro kaç kişilik ? Bilet kaç para ? Kaç kişi çalışıyor burada ? Hepsi sigortalı mı ? Kira ne kadar ? Gazete ilanı kaç para ? Yılda kaç ay açık tiyatro ?
Yanıtladım soruları. Hıncahınç dolu oynadığımız bir dönem. Kafasında bir hesap yaptı, çayından bir yudum aldı. Yapılmaz bu iş ! dedi.

Direnemeyen özel tiyatro bir gün batar, kapanır.

Devlet ve Şehir tiyatroları, halka tiyatroyu sevdirmek amaçlı, çok ucuz bilet satarak tiyatro alışkanlığını yerleştirmek , özel tiyatroların altından kalkamayacağı oyunları sergilemek için vardır.
İstanbul Şehir Tiyatrosu, çağdaş tiyatromuzun babası Muhsin Ertuğrul’un çocuğudur, ona Türk dokunulamaz ! Ona dokunmak Türk Tiyatro Tarihi’ne saygısızlıktır.

Tiyatrodan korkmayınız. Tiyatro hayatın aynası. Aynaya bakmaktan korkuyorsanız, eve dev aynası alınız..

FERHAN ŞENSOY (5.5.12)

Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email
Önceki YazıOda Tiyatrosu’ndan Dünya Tiyatro Günü Bildirisi.
Sonraki Yazı Yeni Köye Eski Adet.

İlgili Yazılar

Kültür & Sanat

Ayvalık Film Festivali 4 Ekim’de Başlıyor!

Eylül 18, 2019
Kültür & Sanat

Canlandıranlar Film Festivali

Kasım 15, 2018
Kültür & Sanat

Cennetin Düşüşü (The Fall Of Heaven) – Gezi Belgeseli – Full Film

Mayıs 8, 2015
Bir Yorum Yazın
Bir Yorum Yazın Cancel Reply

Öne Çıkanlar

Kaygılı yeni dünya ve yeni nesil pazarlama liderliği

Temmuz 22, 2025

Bir Grok Masalı

Temmuz 10, 2025

Gündelik Yaşamda Yapay Zeka

Mart 13, 2025

Yapay Zeka, Hiper-Kişiselleştirme ve Oyunlaştırma

Temmuz 11, 2024

Yapay Zeka ve Pazarlama Endüstrisi

Temmuz 24, 2023

Yapay Zekanın Sıradanlığı Üzerine

Temmuz 10, 2023
Kimdir?

Diğer Yazılar

CehaPe’den CHP’ye

Temmuz 3, 2025

Kurumsal İtibar ve Çalışanların İfade Özgürlüğü

Nisan 2, 2025

Necati Özkan’a Özgürlük!

Mart 24, 2025

Yine Yeni Yeniden Türkiye

Mart 31, 2024
YAZAR HAKKINDA

Kariyerine 2004 yılında adım attı. Aynı yıl yicit.com’da içerik üretmeye başladı. 2009 yılında, Türkiye’de sosyal medya alanında hizmet veren ilk ajanslardan biri olan Utopic Farm’ın kurucuları arasında yer aldı. Sektörde birçok ilke imza attı.

2010'da Kadir Has Üniversitesi’nde Sosyal Medya Akademisi’ni kurdu ve 10 yıl yönetti. Aynı yıl, “Sosyal Medya ve İtibar Yönetimi” konulu tez çalışmasıyla yüksek lisans eğitimini tamamladı. Akademik kariyerine Yeditepe Üniversitesi’nde MBA dersleri vererek devam etti; eş zamanlı olarak başladığı doktora çalışmalarında ise ağırlıklı olarak Nesnelerin İnterneti ve Yapay Zeka alanlarına odaklandı. Bugün, Nişantaşı Üniversitesi’nde yüksek lisans öğrencilerine “Pazarlama Teknolojileri” dersi vermekte olan Kalafatoğlu, akademik ve sektörel çalışmalarını eş zamanlı olarak sürdürmektedir.

Kurumsal kariyerinde ise uzun yıllar hizmet verdiği Penti’de Pazarlama ve Dijital Dönüşüm Direktörü olarak görev aldı. Ardından Hopi’de Pazarlama Direktörü olarak görev yaptı. Her iki kurumda da markaların stratejik ve teknolojik dönüşümlerine liderlik etti. Bir çok ödül kazandı ve başarı hikayeleri yarattı.

2024 itibariyle marka ve ajanslara danışmanlık sağlayan ve operasyonel destek sunan yeni bir hizmet modeli geliştirerek Value Venture & Partners'ı kurdu. Yerli ve global yapay zeka girişimlerine yatırımcı ve danışman olarak katılmaya başladı.

BÜLTENE KAYDOLUN

Güncel haber ve gündem başlıklarını kaçırmamak için e-posta adresinizle sistemimize kaydolabilirsiniz.

X (Twitter) Instagram Pinterest LinkedIn
  • Ana Sayfa
  • Pazarlama
  • Sosyal Medya
  • Gündem
  • Yapay Zeka ve Dönüşüm
  • Kültür & Sanat
© 2004 - 2025 | Yiğit Kalafatoğlu

Yukarıya yazın ve aramak için Enter tuşuna basın. İptal etmek için Esc tuşuna basın.