Dün, sevgili öğretmenim İpek Tan Çelebi‘nin davetine icab ederek; bundan neredeyse 20 yıl önce öğrencisi olduğum İstanbul Bilgi Üniversitesi Reklamcılık Bölümü’nde 1. Sınıf öğrencileri ile buluştuk. Oldukça yoğun bir haftada, üstelik reklam filmi çektiğimiz bir güne denk geldiği için, derslerine set arasında ve ancak Zoom üzerinden katılabildim.
Sınıf beklediğimden kalabalıktı. İlgi de oldukça yüksekti. Zoom’dan bağlanmama rağmen böyle güzel bir katılım olunca, benim de susmam zor oldu tabi.
İki saat boyunca öğrencilik yıllarımı, kariyer yolculuğumu, reklamcılığı, reklamcılığın geleceğini, pazarlama iletişimi sektörünü, iş olanaklarını, yetenek yönetimini, kişisel gelişimi, o çok merak edilen ajans hayatını ve ajans insanlarını, görev tanımlarını, departmanları, nasıl iş bulunabileceğini, stratejiyi, yaratıcılığı, medya planlamayı, müşteri ilişkilerini, teknolojiyi, dijital dönüşümü, kurumsal hayatı, girşimcilik serüvenimi, başarısızlıklar silsilemi derken onlarca şeyi konuştuk.
Üzerine gelen soruları yanıtladım.
O sıralarda oturmuş, onlarla aynı kaygıları paylaşmış, hatta görece çok daha fazla kafa karşıklığı yaşamış bir öğrenci olarak karşımda bu kadar bilinçli bir kitle bulduğum için oldukça mutlu hissettim. Aramızda olan olmayan, başta Celil Oker, Galip İsen ve Atilla Aksoy olmak üzere; üzerimde emeği bulunan tüm kıymetli öğretmenlerime ve İletişim Fakültesine de teşekkür ederek ve öğretmenlerinin kıymetlerini bilmelerini temenni ederek, aralarından ayrıldım.
Bu hesabı yıllar önce açan öğrencimizi heyecanla bekliyoruz. 🎈
— BİLGİ İletişim Fak. (@ifbilgi) May 11, 2022
Umarım, daha güzel günlerde tekrar buluşuruz. Derste de söylediğim gibi, kapım Bilgi’lilere her daim açık.
Sevgiler
Bir yanıt yazın