[youtube=http://www.youtube.com/watch?v=WfO8mGjXoe8]
Dünya üzerinde bulunan bütün bloglar, sadece bir gün için aynı konu hakkında yazı yazarlarsa ne olur ? Tek konu, binlerce ses ! Konumuz ÇEVRE
-Peki ama, ben reklamcıyım ne kadar çevreci olabilirim ki ?
Tüketime dayalı bir toplumsal düzen ve endüstriyi arkasına almış koskoca bir sektörün, doğa ile kardeş geçinmeye hakkı var mıdır ? Tüketim dediğin kapitalizmin ruh ikizi, doğanın baş belasıyken hel… Reklamcı dediğimiz, bir vaadin arkasına saklanmış olan markaya, markanın altındaki ürüne ve üretim sahibi kurumun hedeflerine mahkumdur.
Bütün bu süreçleri başarılı bir iletişim stratejisi kullanarak geçmek ve hedefe ulaşmak ise reklamcının geçim kaynağı, reklamverenin ise olmazsa olmazıdır. İşte bu noktada iğne ile çuvaldızı ayrıştıramamak, yıllardır reklamcılık üzerinde dolanan karabulutların asıl sebebidir. Hangi devirde olursa olsun, insanların en güvenilmez meslekler arasında herzaman ilk iki sırada gösterdikleri sigortacılar ile reklamcılar olmuştur. Ama bu reklamcıların yada sigortacıların yaptıkları işin kalitesiz veya kötü olduğu anlamına gelmez !
Reklamcılar, sorun çözmekle mükelleftirler. Sorun sahibi herhangi bir firma da olabilir, bir sivil toplum kuruluşu da. Yani şimdi iğneyi kendimize batırma zamanı. Reklamcılara çemkirmeden önce bir daha düşünmeli, endüstri toplumu adına vazgeçilmez olsa da, bu iletişim kuvveti iyi emeller için de kullanılabilir. Örnek olarak, dünya çapında reklam kapmanyaları ve gerilla uygulamaları ile öne çıkarılan Greenpeace kurulduğu günden beri kurumsal bir çatı altında iletişimine ve örgütlenmesine devam etmekte.
Endüstrinin ve tüketimin tam karşısında duran bir kurumun, reklamcılığın bir meslek olduğunu unutmamış olması, yada oyunu kurallarına uygun şekilde oynuyor olması bile aslında içinden çıkılmaz sanılan ve bu sektöre uzaktan bakarak ön yargıda bulunmaya devam eden insanlar açısından birşeyler ifade etmeli.
Comments (3)
cemsays:
23 Ekim 2007 at 12:46konuyla alakasız olabilir
facebook ta vatan kurtarıldı haberin varmı?
Yicitsays:
27 Ekim 2007 at 19:15facebook for turks; in terms of faşistbook
cemsays:
29 Ekim 2007 at 18:36büyür?