Bu yazıyı yazmadan önce, hangi unsuru ön plana çıkarsam diye uzun uzun düşündüm. Çünkü aynı anda birden fazla hatayı barındıran zincirleme bir yanlışlar sürüsü var. İlk olarak işe yaratıcılık açısından yaklaşalım.
Mart 2011’de Sosyal Medya ve Yaratıcı Reklamcılık üzerine bir yazı kaleme almış ve artık tüketicileri şaşırtmanın neden zor olduğunu irdelemiştim. Kasım 2011’e geldiğimizde bunun güzel bir örneğini bu ay içinde yayına çıkan “Hazır Kart Konuş Kazan Tarifesi” reklamı ile gördük aslında. Youtube’un en meşhur videolarından biri olan “Daft Hands’in kötü bir uyarlaması ile Turkcell bünyemizde hayal kırıklığı hasarları yarattı.
Haydi elleri bir kenara bıraktık, bu “yaratıcılığa” razı olduk diyelim..
Peki pişti olan cingıla ne diyeceğiz?
Aynı reklam kuşağında hem Uludağ Limonata’nın, hem de Turkcell’in, aynı müzik ile yer alması gerçekten bu kadar doğal mı karşılanmalı? Yani bu iki markadan birisi çıkıp da “yahu böyle iş olmaz” demiyor mu? Uludağ Limonata için bu durum bir fırsat teşkil edebilir ama, Turkcell için aynısının geçerli olduğunu ben düşünemiyorum.
Bu nasıl bir algı yönetimi, nasıl bir imaj trasferidir varın bu yorumlardan yola çıkarak siz karar verin.
Ya da. Eller Havaya!
Bir yanıt yazın