İstanbul Sözleşmesi 11 yaşında. Türkiye, 2011’de sözleşmeyi ilk imzalayan ülke olarak tarihe geçti, ardından 20 Mart 2021’de Cumhurbaşkanlığı kararı ile anlaşmadan çekildiğini açıkladı. Kadın örgütleri ve insan hakları savunucuları da o tarihten bu yana, hükümetin bu kararla kadına karşı şiddetle mücadeleden vazgeçtiğinin altını çiziyor.
Bizler de elimizden geldiğince İstanbul Sözleşmesini yaşatmaya gayret ediyoruz. Çünkü “İstanbul Sözleşmesi” toplumsal cinsiyet temelli her türlü şiddete karşı ve şiddet sorununa dair bugüne kadar hazırlanmış en kapsamlı uluslararası sözleşme. Aynı zamanda da Türkiye’nin demokrasi ile imtihanında çok önemli bir mihenk taşı.
Bu sözleşme, kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddetle mücadele yöntemlerine ilişkin taraf ülkelere yükümlülükler getiriyor. Bu bağlamda da İstanbul Sözleşmesini feshetmek demek, kadınlara karşı şiddete, bu insan hakları ihlallerine göz yummak anlamına geliyor.
Sözleşmenin 11. yılında, İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği (İKKB) de bir açıklama yaptı.
Açıklamadan önemli başlıkları şunlar:
- “İSTANBUL SÖZLEŞMESİ, tam adıyla “Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”dir.
- 11 Mayıs 2011 tarihinde Konseyin İstanbul’da yapılan bir toplantısında imzaya açılan Sözleşmeyi Türkiye, ilk imzalayan ve ilk onaylayan devlettir.
- İSTANBUL SÖZLEŞMESİ uluslararası hukukta, şiddetin kadın erkek eşitsizliğinin ve kadınlara karşı yapılan ayrımcılığın bir sonucu olduğunun vurgulandığı ilk Sözleşmedir.
- İSTANBUL SÖZLEŞMESİ, her tür şiddetle mücadele konusunda “ŞiddetiÖnleme, Mağduru Koruma, Faili Kovuşturma, Destek Politikaları” yöntemi getiren ilk sözleşmedir.
- İSTANBUL SÖZLEŞMESİ, şiddetle mücadelede bağımsız bir izleme mekanizması bulunan ve yaptırım gücü olan bağlayıcı ilk sözleşmedir.
- İstanbul Sözleşmesi, 24 Kasım 2011 tarih ve 6251 sayılı Kanunla TBMM tarafından onaylanmış bir uluslararası sözleşmedir. Kanunla kabul edilen sözleşme Cumhurbaşkanı kararıyla, tek imzayla feshedilemez. Bu fesih kararı hukuken “yok” hükmündedir. Danıştay’ın iptal etmesini bekliyoruz.
- Kadına yönelik şiddet, ev içi şiddet bir insan hakları ihlalidir.
- İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği olarak vazgeçmiyoruz, demokrasiye ve kazanılmış haklarımıza sahip çıkmak için, eşit hakların yaşama geçmesini sağlamak için mücadeleye devam diyoruz.
Evet. Mücade devam ediyor. Üstelik daha da büyüyerek devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde çekilme kararının iptali istemiyle açılan davanın duruşması Danıştay’da yapıldı. Basına yansıyan / yansımayan görüntüler bir yana dursun. Onlarca kadın avukatın müdahil olduğu bu duruşma aslında bize şunu anlatıyordu:
İstanbul Sözleşmesi’nden tek kişinin, hiçbir gerekçe belirtmeyen tek cümlelik bir kararı ile çıkılabileceğini kabul etmek, aynı zamanda Anayasa’nın da fiilen yürürlükten kaldırıldığını ilan etmek demek. Bu aynı zamanda Türkiye’de demokrasinin ve hukuk devleti ilkesinin tamamen terk edildiğin tasdiği anlamına geliyor.
Bu nedenle bu sözleşmeye sahip çıkmaktan başka bir alternatifimiz yoktur.
Bir yanıt yazın