Şu anda Haydarpaşa Garı’ndayız. Saat sabaha karşı 04.50. 2012 A.B.D Seçimleri’ni burada kurulan takip merkezinden izliyoruz. Bugün burada yurt içi ve yurt dışı skype bağlantıları üzerinden akademisyenlerin görüşleri alınıyor. Bloggerlar medya mensupları ile birlikte aynı masada Amerika’daki gelişmeleri an be an takip ediyor.
CNN Türk olan biteni canlı yayınla Türkiye’ye aktarıyor. ABD Başkonsolosu Scott F. Kilner ve Büyükelçi Francis J. Ricciardone, Jr. katılımcılar ile sohbet ediyor, basın mensuplarına demeçler veriyor. Hatta az önce Büyükelçi masamıza teşrif etti.
Etkinlik alanı alışılanın aksine çok iyi organize edilmiş. İnternet bağlantısında sıkıntı yok. Her masada fazla fazla şarj imkanı var. İsteyen her katılımcı seçimlerle ilgili detaylı bilgilerin yer aldığı bir kitapçığa sahip olabiliyor. Sponsorların da desteği ile yeme-içme ücretsiz. Kısaca zemin top oyamaya son derece müsait.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da sosyal ağların seçmenler üzerindeki etkisi ve adayların sosyal medya kullanımları gündemde. Şüphesiz geride bıraktığımız dört yıl içerisinde sosyal ağlarda çok şey değişti. Obama’nın başarısının mihenk taşı olarak kabul edilen Facebook’un yanına Twitter, Instagram ve Tumblr gibi bir çok sosyal ağ eklendi. 2008’in etkisinden olsa gerek; Romney önderliğinde Cumhuriyetçilerin de bu seçimlerde sosyal ağları etkin bir biçimde kullandığı gözlendi. Obama’nın halen geçmiş dönemlerde ektiğini biçmekte olduğunu da söylersek yanılmış olmayız herhalde. Zira genç nüfusun oy kullandığı eyaletlerde Obama bu nedenle öne çıkıyor.
2008’de bloglar ön plandaydı. Bugün ise mikro-bloglar ve özellikle Twitter kamu oyu oluşturmada etkili oluyor. Aslı Tunç’un CNN Türk ‘te Skype bağlantısı üzerinden görüştüğü Zeynep Tüfekçi’ye bakılırsa:
“Halkın sadece %15’inin Twitter kullandığı Amerika’da, bu sosyal ağın bu denli etkiki olmasının nedeni geleneksel medyada köşe başlarını tutmuş olan kanaat önderlerinin Twitter’da etkin bir şekilde yer alıyor olması. Twitter’da kabul gören bir genel kanı; bu sayede anında geleneksel medyaya yansıyabiliyor.”
Evet, sosyal medya çok önemli ama Amerika halen bir TV ülkesi. (Türkiye de öyle)
Gelelim seçme ve seçilme dürtüsünün sosyal ağlar üzerindeki yansımalarına. Ülkemizde de görüldüğü üzere bir konuya katkıda bulunmak, katılımcı olmak değil ama taraf olmak çok kolay. Sosyal medya insanları seçmeye ve tercih etmeye yönlendirebiliyor. Seçimler söz konusu olduğunda hemen ön plana çıkıyor. Sıra katılımcı demokrasiye geldiği zaman ise sosyal medya sınıfta kalıyor.
Kim bilir? Belki bugünün dijital yerlileri 20 sene içinde kendi başkanlarını ve sistemlerini bir şekilde sosyal medya ile var edebilir. Aslında şimdiden bunun hazırlıklarını yapılıyor.
- Facebook “http://www.facebookstories.com/vote” adresinde oy kullandığını belirten üyeleri harita üzerinde görselleştirerek detaylı istatistik sağlıyor. Böylece vatandaşların seçimlere katılımını sağlamak için bir teşvikte bulunuyor…
- Foursquare hazırladığı “http://ivotedmap.com” mikro-sitesi üzerinde #ivoted hash-tag’i ile chek-in olan kullanıcıların coğrafi konumunu paylaşıyor. Oy kullananlara özel “badge” vererek gençleri oy vermeye özendiriyor…
- Twitter “https://election.twitter.com/” adresinde seçimler hakkında konuşulanları bir araya getiriyor. Adayları takip etmeyi ve seçim istatistiklerini takip etmeyi kolaylaştırıyor.
Bizler de geleceğin politik ve siyasi yörüngesini bugünden görebilmek için yeni medyacılar olarak yaşananları anında ve yerinde takip etmeye devam ediyoruz. Bir tartışma ve taraf olma ortamından, katılma ve birlikte yaratma ortamına geçişin yollarını arıyoruz.
Devamı gelecek.
Bir yanıt yazın