Henüz sandıkların %10’u bile açılmadı. AA’dan veri akışı bile yok. Bu yüzden bile söylemek gerekir ki gidişat oldukça umut verici. Tanışlarım bilir. Twitter takipçilerim de. Ben İstanbul’da CHP adına en az %8 fark, belediye meclisinde çoğunluk, 20’ye yakın ilçenin de -ki içlerinde Üsküdar, Beykoz, Beyoğlu, Eyüp, Sancaktepe, Şile, Çekmeköy, Arnavutköy dahil- CHP lehine değişeceğini yazdım, aktardım.
Aşağıdaki tablo nereye evrilir bilemiyorum ama herkese büyük bir umut veriyor.
Bu yüzden şimdi de herkes Kılıçdaroğlu’na kızıyor. Haklı olarak herkesin aklına genel seçim yenilgisi geliyor. Ancak itiraf edelim, genel seçimlerde Cumhurbaşkanı Adayı olsaydı İmamoğlu da kazanamazdı.
Neden mi?
Çünkü o seçimde “müesses nizam” açık bir şekilde muhalefeti dizayn etti. İYİP, Zafer ve YRP ile son kozlarını oynayıp, gerekli oy kaymaları ile düzeni devam ettirdiler. Buna rağmen 2.3M oy farkı ile kıl payı alabildi RTE seçimleri. Yani 1.2M kişi karar değiştirseydi herşey farklı olabilirdi. Belki “plana sadık kalınsa” veya “masadan kalkılmasa” yada “Filistin gerçekleri” erken konuşulsa, Kılıçdaroğlu’nu kutluyorduk. Ancak Türkiye’nin bir dönem daha zayıflamış ve kontrol edilebilir bir RTE ile devam etmesi gerekiyordu. Üstelik bu KK’nın yenilgi alması ve sahneden silinmesi için de muhteşem bir fırsattı.
İmamoğlu’nun geleceğin lideri olduğu o kadar aşikardı ki gerek siyasi yasakla, gerek KK ‘nın adaylığı ile olası bir CB adaylığı engellendi. Neticede KK koltuktan indi. CHP yeniden dizayn edildi. Yerel seçimde İstanbul İmamoğlu için zaten hep cepteydi. Kaç farkla kazanacağı, ilçelerde ve mecliste göstereceği performans ise geleceğimizin nasıl şekilleneceğini belirleyecekti. Bu yüzden bugünkü sonuçlar aslında şaşırtıcı değil. AKP’ye kitlesel destek aslında çoktan bitti. Dediğim gibi, son seçim kıl payı kazandırıldı. Toplumun hiçbir kesimi o seçimden bu zamana bir iyileşme de görmedi. Ne ekonomi düzeldi, ne hamaset bitti, ne adalet tecelli etti.
Bugün seçim sonucunda göreceğimiz tabloda YRP’nin yükselişi ve RTE sonrası siyasal islamın nereye kanalize edilip neye evrileceği de belli olurken, memleketin tartışmasız yeni lideri olarak da İmamoğlu tescil edilecek.
Bu tablo orta vadede bir erken seçime işaret ediyor. Türkiye’nin geleceği ise Erbakan ve İmamoğlu ekseninde şekillenecek gibi duruyor. Ezcümle; İmamoğlu tek başına hem CHP’yi, hem AKP’yi, hem İYİP’i, hem YRP’yi ve doğal olarak da memleketin siyasi iklimini tek başına dönüştürdü.
Şu tablodaki kızıllık da aslında yukardaki ekonomik ve sosyolojik nedenlere ek olarak İmamoğlu ile birlikte değişen CHP algısı ve buna nazaran doğan umudun neticesidir. Beğenelim yada beğenmeyelim, popülist bulalım veya bulmayalım. İmamoğlu Türkiye’nin siyaset sahnesindeki en büyük dehalardan biri olmaya aday ve görünen o ki RTE’den sonra tartışmasız doğal lider adayıdır.
Peki önümüzdeki süreçte neler yaşanacak? Gelecek 5 ila 10 yıl içinde başkanlık sürecine sancılı yollardan, siyasi yasaklardan ve hapishanelerden mi çıkılacak? Yoksa hayatın doğal akışında, sandığa ve milletin rızasına uygun bir uzlaşı ikliminde olması gerekenler mi olacak?
Süreç sanki 1989 – 1994 gibi değil mi?
Yaşayıp göreceğiz.
Yine Yeni Yeniden Türkiye
- yicit
- 31 Mart 2024
Bir yanıt yazın